Total Kör Ne Demek?
Bir düşünün… Bir sabah uyandınız, gözlerinizi açtınız ama etrafınızda hiçbir şey görmüyorsunuz. Karşıda bir kişi var, ama onun kim olduğunu, ne yaptığını bilmiyorsunuz. Sesler, dokunuşlar, tatlar, kokular her şey hala var ama gözleriniz, dünyayı algılamanıza yardımcı olamıyor. Bu, hayatı farklı bir şekilde deneyimlemek demek. Bugün, “total körlük” olarak bilinen durumu derinlemesine inceleyeceğiz ve bu durumun insanların yaşamlarına nasıl bir etki yaptığını, onların dünyaya nasıl baktıklarını konuşacağız.
—
Total Körlük Nedir?
“Total körlük”, tıbbi anlamda, görme yetisinin tamamen kaybolması veya gözle görülen hiçbir şeyin ayırt edilememesi durumu olarak tanımlanır. Bu tür bir körlük, görme alanında herhangi bir ışık algısı dahi olmadan bir kişinin dünya görüşünün tamamen kararması anlamına gelir. Yani, total körlük, sadece bulanık görmek ya da net bir şekilde görememekle ilgili değildir; tamamen bir karanlık içinde olmakla ilgilidir. Bu, körlüğün en ağır şekli olup, genellikle doğuştan olabileceği gibi, bir hastalık, kaza veya yaşlanmaya bağlı olarak da gelişebilir.
—
Total Körlüğün İnsan Yaşamına Etkisi
Total körlüğü deneyimleyen bir insanın dünyası, bizim gözlerimizle gördüğümüz dünyadan çok farklıdır. Ancak körlük, sadece fiziksel bir durum değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bir yolculuktur. Birçok kişi, körlükle yaşamayı öğrenir, zorluklarla mücadele eder ve kendi yöntemlerini geliştirir. Ancak, bu süreç hiç de kolay değildir.
Örneğin:
Ayşe, 35 yaşında ve 5 yıl önce geçirdiği bir kaza sonucu total körlük yaşamaya başladı. O anı hatırladığında, karanlık bir boşluk içinde olduğunu anlatıyor. Başlangıçta hayal kırıklığına uğramıştı çünkü görme yetisi, onun dünyayı anlamlandırma şeklinin merkezindeydi. Ancak zamanla, sesleri, dokuları ve kokuları daha hassas bir şekilde algılamayı öğrenmeye başladı. Şimdi, sesli kitaplar, yüksek teknolojili cihazlar ve dokunsal haritalar sayesinde çevresiyle bağlantı kurabiliyor.
Total körlük yaşayan bir başka birey ise Ali. Ali, doğuştan kördür ve hiçbir zaman bir görsel dünyası olmamıştır. Onun için renkler, şekiller ve manzaralar birer soyut kavramdır. Ancak, Ali’nin dünyasında renkler, duygularla ilişkilidir. “Mavi, huzurun rengidir” diyor, “yeşil ise güven duygusu…”. Her şey duyularla hissedilir, gözle değil.
—
Görme Kaybının Sebepleri
Total körlük, farklı sebeplerle gelişebilir. Bunlar arasında en yaygın olanlar şunlardır:
1. Glaukom (Göz Tansiyonu): Gözdeki yüksek basınç, sinirlere zarar vererek görme kaybına yol açabilir.
2. Retina Hastalıkları: Retina, gözün arka kısmında ışığı algılayan hücreleri içerir. Retina dejenerasyonu veya diabetik retinopati gibi hastalıklar görme kaybına neden olabilir.
3. Katarakt: Göz merceğinin bulanıklaşması, zamanla görme kaybına yol açabilir.
4. Optik Sinir Hasarı: Beyne görsel bilgiyi taşıyan sinirler hasar gördüğünde görme kaybı yaşanabilir.
5. Yaralanmalar ve Kaza: Gözdeki ciddi yaralanmalar, göz küresinin tamamen kaybı, ya da sinir hasarı sonucu görme kaybı meydana gelebilir.
—
Total Körlükle Yaşayan İnsanlar: Zorluklar ve Başarı Hikâyeleri
Total körlük, kişilerin yaşamlarını derinden etkileyebilir. Bununla birlikte, görme engeli olan birçok insan bu zorluğun üstesinden gelerek olağanüstü başarılar elde etmiştir. Mesela, ünlü yazar Helen Keller, doğuştan kör ve sağırlığına rağmen, dünyaca ünlü bir yazar, öğretmen ve aktivist olmayı başarmıştır. Onun hikâyesi, engellerin sadece dış dünyada değil, iç dünyada da aşılabileceğini kanıtlamaktadır.
Ayrıca, teknoloji, görme engellilerin yaşamını kolaylaştırmaya büyük katkılar sağlamaktadır. Sesli kitaplar, akıllı telefonlar, ekran okuma yazılımları ve sesli navigasyon sistemleri gibi araçlar, görme engelli bireylerin dünyayla olan bağlarını güçlendiriyor. Teknolojinin bu şekilde katkıda bulunması, sadece fiziksel engelleri aşmalarına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal hayata da daha güçlü bir şekilde katılmalarını sağlar.
—
Sonuç: Total Körlük ve Toplum
Total körlük, hayatın karanlık bir yönü gibi görünse de, aslında bu durum, insanın azmi, teknolojinin gücü ve toplumsal anlayışla aşılanabilecek bir engeldir. Görme engelli bireyler, kendilerine yeni yollar bulurlar, dünyayı farklı algılarlar, ancak her biri eşit derecede değerli ve katkıda bulunabilir. Toplum olarak, bu engellilere daha çok fırsat sunmalı ve onların potansiyelini en iyi şekilde kullanabilmelerini sağlamalıyız.
—
Peki ya siz? Görme engelli bireylerin yaşadığı zorluklar ve başarı hikâyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda toplum olarak daha fazla ne yapmalıyız? Fikirlerinizi yorumlarda paylaşın, bu toplulukla bu önemli konuda daha fazla fikir alışverişi yapalım!