Ismarladık Ne Demek? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bir Kavramı Keşfetmek
Öğretmenlik hayatım boyunca her yeni kelimenin, öğrencilerin zihinlerinde nasıl kıvılcımlar yarattığını izlemek benim için hep büyüleyici oldu. Çünkü öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil; dünyayı, kendimizi ve birbirimizi yeniden anlamlandırma sürecidir. Bugün de tam olarak böyle bir kelimenin peşindeyiz: “Ismarladık”. Günlük dilde sıkça duyulan ama anlamı, kökeni ve kültürel bağlamı üzerine pek düşünülmeyen bu kelime, dil öğreniminin pedagojik yönünü keşfetmek için mükemmel bir örnek sunar.
“Ismarladık” Kelimesinin Anlamı ve Kökeni
Türkçede “ismarlamak” fiili, bir şeyi başkasına yaptırmak, sipariş etmek ya da bir hizmeti talep etmek anlamına gelir. Örneğin, “yemek ismarlamak” ya da “hediye ismarlamak” ifadelerinde olduğu gibi, bir başkasına yöneltilen bir isteği, bir görevlendirmeyi anlatır. “Ismarladık” ise bu fiilin geçmiş zaman hâlidir ve genellikle bir işi yaptırdığımızı ya da siparişimizi verdiğimizi belirtir.
Ancak dilin büyüsü burada başlar: “Ismarlamak” sadece bir eylemi değil, aynı zamanda bir sosyal ilişki biçimini de temsil eder. Bu kelime, toplumsal etkileşim, güven, paylaşım ve iletişimin dildeki izdüşümüdür.
Bir Kelimenin Öğretimi: Pedagojik Bir Yaklaşım
Pedagojik açıdan bakıldığında “ismarladık” kelimesini öğretmek, yalnızca sözlük anlamını aktarmak değildir. Öğrencilere bu kelimenin kültürel bağlamını, sosyal kullanımını ve duygusal tonunu da hissettirmek gerekir. Örneğin, “Bir arkadaşınıza kahve ismarlamak sadece bir ikram değildir; bir yakınlık göstergesidir.” Bu örnekle öğrencilere hem dilin sosyal işlevi hem de duygusal boyutu kazandırılır.
Öğrenme teorileri açısından bunu Vygotsky’nin Sosyokültürel Öğrenme Kuramı ile açıklayabiliriz. Vygotsky, öğrenmenin toplumsal bir süreç olduğunu savunur; birey, dil aracılığıyla dünyayı anlamlandırır. “Ismarladık” kelimesi de bu bağlamda, öğrenenin sosyal deneyimlerini dil aracılığıyla dönüştürdüğü bir öğrenme örneğidir.
Öğrenme Sürecinde Dilin Gücü
Dil, bireyin düşünme biçimini ve toplumsal dünyayla kurduğu ilişkiyi şekillendirir. “Ismarladık” kelimesi üzerinden yürütülen bir dil öğrenimi süreci, öğrencilere yalnızca bir kelimenin anlamını değil, dilin kültürel dokusunu da öğretir. Bu da Bloom’un Bilişsel Alan Taksonomisi çerçevesinde değerlendirildiğinde, bilgi düzeyinden analiz ve sentez düzeyine kadar ilerleyen bir öğrenme süreci oluşturur.
Öğrenci artık sadece “ismarladık = sipariş ettik” bilgisini öğrenmekle kalmaz; bu kelimenin nerede, nasıl, ne amaçla kullanıldığını kavrar. Böylece bilgi, anlamla bütünleşir ve öğrenme kalıcı hale gelir.
Toplumsal Bağlamda “Ismarladık”
Toplumsal olarak baktığımızda, “ismarlamak” eylemi, cömertlik, paylaşım ve sosyal bağ kurma pratikleriyle ilişkilidir. Birine “ben ısmarladım” demek, yalnızca bir ödeme eylemi değil, aynı zamanda bir jesttir; bir bağ kurma biçimidir. Bu yönüyle dil, toplumun değerlerini ve ilişki biçimlerini taşır.
Bu tür sözcüklerin öğretimi, eleştirel pedagoji açısından da önemlidir. Paulo Freire’nin ifadesiyle, öğrenme yalnızca bilgi aktarımı değil, bilinç oluşturmadır. “Ismarladık” kelimesi üzerinden öğrenciye, toplumda paylaşmanın, dayanışmanın ve karşılıklılığın dilde nasıl yer bulduğunu göstermek, dil eğitiminin sosyokültürel boyutunu güçlendirir.
Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Sözcükten Hayata
Bir kelimenin anlamını öğrenmek, dünyayı yeniden okumaktır. “Ismarladık” derken aslında geçmiş bir eylemi değil, bir ilişki biçimini de ifade ederiz. Öğrenciler bu farkındalığı kazandıklarında, dil artık ezberlenen kurallar bütünü olmaktan çıkar; yaşamın kendisiyle bütünleşir.
Dilin her bir kelimesi, öğrenen bireye “sen de dünyayı anlamlandırabilirsin” mesajını verir. Bu da Mezirow’un Dönüşümsel Öğrenme Kuramının temelidir: Öğrenme, bireyin bakış açısını değiştirir, yeni anlamlar üretmesini sağlar.
Okuyucuya Sorgulama Alanı
– Hiç farkında olmadan kullandığınız hangi kelimelerin, aslında kültürel bir anlamı taşıdığını düşündünüz mü?
– Birine “ısmarlamak” eylemini, sadece maddi bir paylaşım olarak mı görüyorsunuz, yoksa bir bağ kurma biçimi olarak mı?
– Öğrendiğiniz her yeni kelimenin, düşünme biçiminizi nasıl dönüştürdüğünü hiç fark ettiniz mi?
Dil, düşüncenin aynasıdır. Her kelime, kim olduğumuzu ve dünyayı nasıl algıladığımızı yeniden tanımlar. “Ismarladık” kelimesi de bu aynada, hem bireysel hem toplumsal öğrenmenin izini taşır.