Kapris Nasıl Yazılır TDK? (Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Bakış) Bazı kelimeler vardır, sadece harflerin yan yana gelmiş hâli değil; insan hâllerinin, duygularının, kültürlerinin yansımasıdır. “Kapris” tam da onlardan biri. Hepimiz hayatımızın bir noktasında bu kelimeyle tanışırız: bir arkadaşımızın küçük huysuzluğu, bir çocuğun tatlı inadı ya da bir sevgilinin beklenmedik isteği… Ama bu kadar tanıdık bir kelimenin yazımında bile çoğu kişi tereddüt eder. “Kapris” mi, “Kapriss” mi, yoksa başka bir şekilde mi yazılır? Gelin bu kelimeyi sadece TDK penceresinden değil, dünyanın farklı köşelerinden ve kültürel derinliklerden de inceleyelim. TDK’ya Göre Doğru Yazımı: “Kapris” Önce en temel noktayı netleştirelim: Türk…
6 YorumKategori: Makaleler
Kan Rengi Ne Renk? – Kırmızının 50 Tonu ve İnsanlığın En Tuhaf Sorusu Dostlar, dürüst olalım… Hayatta bazı sorular vardır ki insanı felsefi düşüncelere sürükler: “Evrenin sonu var mı?”, “Kediler neden gece 3’te koşar?” ve tabii ki “Kan rengi ne renk?” 🤔 İlk bakışta komik gibi durabilir ama işin içine girince renk paletiyle boğuşan ressamdan, biyoloji meraklısına kadar herkesin kafasını kurcalamış bir meseledir bu. Erkekler hemen çözüm odaklı yaklaşır: “Kırmızı kardeşim, ne olacak başka?” Kadınlar ise empatiyle yaklaşır: “Ama güneş ışığında farklı, damarda farklı, oksijenle buluşunca bambaşka…” İşte biz bugün bu meseleyi hem stratejik hem duygusal hem de komik bir…
4 YorumSinop Nüfusu Neden Az? Tarihsel Bir Analiz Bir tarihçi olarak, geçmişin izlerini aramak, sadece eski zamanların anlatılarıyla değil, bu anlatıların bugüne nasıl etki ettiğini anlamakla mümkündür. Geçmişin her dönemi, bir sonraki dönemin temelini atar; bu bağlamda, Sinop’un nüfusunun neden düşük olduğuna dair soruyu yanıtlamak, hem tarihsel sürecin hem de toplumsal dönüşümlerin izini sürmeyi gerektirir. Sinop’un geçmişine baktığımızda, bu sorunun yalnızca bir “sayı” meselesi olmadığını, daha derin toplumsal, ekonomik ve coğrafi dinamiklerle şekillendiğini görmek mümkün. Sinop’un Tarihsel Geçmişi ve Nüfus Azalmasının Temelleri Sinop, Karadeniz’in incisi olarak bilinse de, coğrafi olarak izole bir konumda yer alması, tarihsel süreç içinde bölgenin nüfus yapısının…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı ve Ekonomik Seçimlerin Derinliği Ekonomik düşüncenin temelinde, kaynakların sınırlı olduğu ve bu sınırlı kaynakların sonsuz insan ihtiyaçlarını karşılamada nasıl kullanılacağına dair bir ikilem yatar. Bir ekonomist, her tercihin bir fırsat maliyeti doğurduğunu bilir: Bir şeyi seçmek, diğerinden vazgeçmektir. Bu düşünce, yalnızca makroekonomik düzeyde değil, mikro ölçekte de kararlarımızı şekillendirir. İşte tam bu noktada, “sac kasa” kavramı — üretim, dayanıklılık ve maliyet ilişkisi içinde — ekonomik analiz açısından dikkate değer bir örnek sunar. Sac Kasa Nedir? Tanım ve Temel Özellikler Sac kasa, çelik sac levhalardan üretilen, genellikle değerli eşyaların, nakit paraların veya belgelerin güvenli biçimde saklanması için kullanılan kasalardır.…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Onurlu İnsan Üzerine Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her gün sınıfa adım attığımda, öğrenmenin sadece bilgi edinmekten ibaret olmadığını yeniden hatırlıyorum. Öğrenme, insanın kendini anlaması, başkalarını tanıması ve dünyayı dönüştürme gücünü keşfetmesidir. Bu dönüşüm sürecinin merkezinde ise “onur” kavramı yatar. Çünkü onurlu bir insan, öğrenmeyi bir araç değil, bir yaşam biçimi olarak görür. Peki, onurlu insan kime denir? Bu soruya yanıt ararken pedagojinin kalbinde bir yolculuğa çıkalım. Onurlu İnsan Kime Denir? Onurlu insan, değerleriyle uyum içinde yaşayan, doğru bildiği yoldan sapmayan, hem kendine hem başkalarına saygı gösteren bireydir. Onur, bireyin özsaygısını koruması ve başkalarının hakkına duyduğu…
Yorum BırakIsmarladık Ne Demek? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bir Kavramı Keşfetmek Öğretmenlik hayatım boyunca her yeni kelimenin, öğrencilerin zihinlerinde nasıl kıvılcımlar yarattığını izlemek benim için hep büyüleyici oldu. Çünkü öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil; dünyayı, kendimizi ve birbirimizi yeniden anlamlandırma sürecidir. Bugün de tam olarak böyle bir kelimenin peşindeyiz: “Ismarladık”. Günlük dilde sıkça duyulan ama anlamı, kökeni ve kültürel bağlamı üzerine pek düşünülmeyen bu kelime, dil öğreniminin pedagojik yönünü keşfetmek için mükemmel bir örnek sunar. “Ismarladık” Kelimesinin Anlamı ve Kökeni Türkçede “ismarlamak” fiili, bir şeyi başkasına yaptırmak, sipariş etmek ya da bir hizmeti talep etmek anlamına gelir. Örneğin, “yemek ismarlamak” ya da…
Yorum BırakGülibrişim Bonsai Nedir? Bir Felsefi Yaklaşım Felsefe, dünyayı anlamak için insan aklının çabalarını derinleştirir. İnsanlar varoluşlarını sorguladıkça, çevrelerinde gördükleri her şeyin anlamını da sorgularlar. Bazen bir çiçeğin büyümesi, bazen bir ağacın şekil alışı, bazen de insanın kendisini yeniden keşfetme yolculuğunun bir metaforu olabilir. Gülibrişim Bonsai, doğanın güzelliği ve insan müdahalesinin birleşiminden doğan bir sanat formu olarak, yaşamın anlamını, insanın doğa ile ilişkisini ve varlık anlayışını felsefi bir perspektiften sorgulamamıza olanak tanır. Peki, Gülibrişim Bonsai nedir ve bu minyatür dünyanın içinde ne gibi derin felsefi anlamlar yatmaktadır? Bu yazıda, etik, epistemoloji ve ontoloji gibi felsefi alanlar ışığında, Bonsai’nin neyi temsil ettiğini,…
Yorum Bırak“Kadın ustaya ne denir?” diye sorup duranlara cevabım kısa ve net: Kadın ustaya usta denir. Nokta. Bu kadar basit bir gerçeğin hâlâ tartışma konusu olması, dilimizin değil, güç ilişkilerimizin meselesi. Eğer bir kelimeyi sırf kadınlar için bükmek zorunda hissediyorsak, bükülen kelime değil; bakış açımızdır. Bugün bu soruyu söküp takacağım; çünkü dille uğraşırken aslında zihni yeniden döşeriz. Doğru ve yalın kullanım: usta. Bağlam gerekiyorsa “kadın usta” denebilir; “hanım usta”, “ustakız”, “ustala” gibi yakıştırmalar meslek onurunu ve dilin sistematiğini zedeler. Kadın ustaya ne denir? Dilin kuralı mı, alışkanlığın gölgesi mi? Türkçede dilbilgisel cinsiyet yoktur. “Usta”, “mimar”, “mühendis”, “şoför”, “kaynakçı” — hepsi cinsiyetsizdir.…
8 YorumGörkem Hangi Dilden? Toplumsal Yapı, Cinsiyet Rolleri ve Kültürel Duyarlılıklar Üzerine Bir Sosyolojik Okuma Bir araştırmacı olarak toplumun içinde dolaşırken hep aynı soruyla karşılaşıyorum: İnsan, içinde yaşadığı kültürün diliyle mi düşünür, yoksa dil mi insanı biçimlendirir? İşte bu sorunun küçük ama anlamlı bir yansıması, “Görkem hangi dilden?” sorusudur. Çünkü bir kelimenin kökeni sadece dilbilgisel bir bilgi değil; aynı zamanda bir toplumsal aynadır. “Görkem” kelimesi, Türkçenin derin köklerinden yükselen, anlam olarak “ihtişam”, “parlaklık”, “güzellik” gibi değerleri taşıyan bir sözcüktür. Ancak onu ilginç kılan şey, dilsel kökeninden çok, toplumsal anlamlarının ve cinsiyet rollerinin gölgesinde aldığı biçimdir. Görkem’in Dilsel Kökeni: Eski Türkçeden Günümüze…
8 YorumGörgülü Eş Anlamlısı Nedir? Tarihsel Bir Perspektiften İnceliyoruz Bir tarihçi olarak, geçmişin insan davranışlarına ve toplumların biçimlenişine nasıl yön verdiğini incelerken en çok dikkatimi çeken kavramlardan biri “görgü” olmuştur. Görgü, yalnızca bireyin nezaketini değil, aynı zamanda toplumun ahlaki omurgasını da yansıtır. Peki, görgülü kelimesinin derin anlamı nedir ve hangi kelimelerle eş anlam taşır? Bu soruya yanıt ararken, yalnızca dilin değil, kültürün ve tarihin de izini sürmek gerekir. Görgünün Tarihsel Kökleri: Medeniyetin Sessiz Dili İnsanoğlunun yerleşik hayata geçişiyle birlikte toplumsal kurallar ve davranış biçimleri şekillenmeye başladı. İlk şehir devletlerinde bile, bireylerin birbirine karşı saygılı, ölçülü ve nezaketli davranması bir “medeniyet göstergesi”…
8 Yorum